Budapeşte Yunus Emre Enstitüsü bünyesinde gerçekleştirilen “Türk Kahve Evi Akşamları” programında bu ay Türk opera sanatçısı Leyla Gencer’e yer verildi. Enstitünün ev sahipliğinde 10 Ocak Çarşamba günü gerçekleştirilen programda 20. yüzyılın en önemli sopranolarından biri olan Leyla Gencer, Macar araştırmacı Bartók Gergely tarafından anlatıldı.

Leyla Gencer ile ilgili uzun yıllar araştırma yaptığını belirten genç akademisyen, Gencer’in sanat hayatı ve kariyeri hakkında bilgiler aktardı. Sanatçının bilinmeyen yönlerini de programa katılan misafirlerle paylaşan Gergely, uluslararası üne sahip olan sanatçının daha yakından tanınması gerektiğine vurgu yaptı.

Sunumun ardından karşılıklı soru cevap şeklinde devam eden programda yerel halkın ilgisi dikkat çekerken, ünlü Macar Türkolog Edit Tasnadi de katılımcılar arasında yer aldı. Her ayın ilk Çarşamba günü Macar uzmanlar tarafından verilen seminerler ile Türkiye ve Türk kültürünü yakından tanıtmayı amaçlayan program, Türk çayı ve baklava ikramı eşliğindeki sohbetlerle son buldu.

Leyla Gencer (1928-2008)

Leyla Gencer, 10 Ekim 1928'de Polonezköy'de dünyaya geldi. Solistlik kariyerine 1950'de Ankara Devlet Tiyatrosu'nda, Cavalleria Rusticana eserindeki "Santuzza" rolüyle adım atan sanatçı, İtalya'da da ilk kez bu rolle seyirciyle buluştu. Gencer, zengin repertuvarı ve mükemmel tekniği sayesinde kısa zamanda dünya çapında tanınarak "La Diva Turca", "La Gencer" ve "La Regina" olarak ün kazandı.

Evrensel müzik dünyasınca “20. yüzyılın son divası” olarak kabul gören Leyla Gencer, Lucia, Norma, Lady Macbeth, Queen Elizabeth, Filoria Tosca, Lucrezia, Madam Butterfly, Alceste, Aida, Violetta ve Leonora'nın sesi oldu.

Kariyeri boyunca, 23 bestecinin 72 eserini repertuvarına alan sanatçı, konserlerini 1992'ye kadar sürdürdü. Sonraki yıllarda eğitimcilik kariyerine ağırlık vererek genç sanatçılar yetiştiren Gencer, 10 Mayıs 2008'de hayata veda etti.